Aile Bülteni
ERGENLİK DÖNEMİNDE AİLENİN ROLÜ
Ergenlik dönemi yaş dilimi her ülkede ve bölgede farklılık göstermektedir. Ancak UNESCO, gençlik çağını 12/24 yaş dilimleri arası kabul etmiştir.Kızlar, yaşıtı erkeklerden birkaç yıl önce ergenlik dönemine girebilir. Genellikle 11-12 yaş ve sonrasında ergenlik dönemi özellikleri kendini göstermeye başlar.
Ergenlik dönemi insan hayatı süresince hem en güzel anların yaşandığı, hem de en ağır sorumlulukların başladığı bir dönemdir. Bu dönemde genç hem fiziksel hem de zihinsel olarak gelişmeye başlamıştır. Artık genç dünyayı farklı bir bakış açısıyla değerlendirir.
Kendini fazla inceler, eleştirileri çabuk kabul edemeyebilir.Dış görünümüne çok önem gösterir.Ayna karşısında daha fazla vakit geçirir ve bu yüzden ailesinden tepki görebilir.Genç, burada kendine yakışanı keşfetme çabasındadır.Kendine olan güvenini bu dönemde kazanma çabasındadır.Aile gencin dış görünüşüne karşı eleştirici bir tavır takınmamalıdır.Bunun yerine yol gösterici olmalıdır.Anne ve babalar kendi gençlik dönemleriyle çocuklarının dönemini kıyaslamamalıdırlar.Dünyanın çok çabuk değiştiğini,modanın,zevklerin her dönem farklılık gösterdiğini anne ve babalar göz ardı etmemelidir.Gencin dış görünümüne karşı ebeveynlerin takındığı yargılayıcı ve sert tutumlar genci ailesinden bir adım daha uzaklaştıracaktır.
Ergenlik döneminde gencin cinsel konularda öğrenmek ya da paylaşmak istediği konular olacaktır. Bu konular ayıp, günah ya da yasak olarak gence işlenmemelidir. Cinsel gelişim, öz bakım konularında anne ve babalar bilgi verici olmalıdır.Aksi takdirde genç öğrenmek istediği konuları çevredeki yanlış kaynaklardan öğrenmeye çalışabilir, bu durum da gencin ilerideki cinsel hayatını olumsuz yönde etkileyebilir.
Genç bu dönemde karşı cinse karşı ilgi duymaya başlamıştır. Daha önce hissetmediği duygularla tanışmaya başlamıştır. Bu durum genç için oldukça doğal bir durumdur. Ailenin böyle bir anda takınacağı tavır çok önemlidir. Gence karşı alınan yasaklayıcı tutum gencin ailesinden uzaklaşmasına yol açacaktır. Karşı cinse ilgi duyma devresinde genç aileden yeterli desteği alamadığında sorumluluklarını ihmal edip melankolik bir tavır içine girebilir. Bu da okul başarısını ve geleceğini etkileyebilmektedir. Ebeveynler gence karşı bu konuda yasaklayıcı bir tavır sergilememeli, yol gösterici, paylaşımcı olmalıdır. Genç bu dönemde karşı cinsi tanımak ister. Bunun normal bir durum olduğunu unutmamak gerekir. Anne ve baba gence karşı güven verici bir tavır sergilemelidir. Genç ailesine karşı güven hissettiği takdirde duygularını paylaşabilir.
Ergen bu dönemde kimlik arayışındadır. Belli bir gruba dahil olmak ister., çevresinde insanlar tarafından kabul görmek ister. Aile içi problem yaşayan genç arkadaş gruplarına daha çok önem verir.
Aile genci kontrol etmelidir. Ama bunu yaparken baskıcı bir tavır takınmak yanlış olacaktır. Aile çocuğunun öğretmenleriyle görüşmeli ve devamsızlık durumunu takip etmelidir. Ayrıca arkadaşlarıyla da tanışmak önemli bir noktadır.
Ergenlik döneminin insan hayatındaki en zorlu dönem olduğunu unutmamak gerekir. Genç hata yapabilir. Ama yaptıktan sonra ailenin alacağı tutum çok önemlidir. Tehditkar ve baskıcı bir ortam genci yanlış yollara itecektir. Ebeveynler gençle doğru iletişimi kurduğu takdirde iki tarafında sırtındaki yük hafifleyecektir.
SOSYAL BİLİNÇ GELİŞİMİ
Ünlü düşünür Emerson, başarıyı tamamlarken şöyle bir ifade kullanıyor:
“Başarı, siz yaşadığınız için bu dünyada birilerinin rahat nefes aldığını bilmenizdir.”
Yaşamın en zengin ve en özel duygusu, yaptığımız bir şeyin yalnız bizim hayatımız için değil; diğer insanların hayatlarına da bir katkı sağlayabileceğinin biliyor olmamızdır..
Çocuklarımıza yaşamı öğretirken onların yüreklerini, olumsuz duygulardan uzak tutacak ve yaşamlarıyla insanlığa dünyaya katkıda bulunacak güce sahip olduklarını onlara öğretmeliyiz. Bu bilgiliği, bu özel değeri çocuklarımıza öğrettiğimizde, gerçekten “insan olmayı” öğretmiş olacağız.
Her geçen gün çocuklarımızın yaşamında sosyal çevrenin ne kadar önemli olduğuna inancımız artıyor. Geek entelektüel gerekse de kültürel anlamda kurulan sosyal ilişkilerin girilen farklı sosyal ortamların çocuklarımızın yaşamındaki öneminin hepimiz farkındayız. Çünkü bu durum çocuklarımızın kendi yakın çevresi ve çevrelerinde gerçekleşen olaylarla ilgilenmeleri ve içlerinde yaşadıkları ortamları, çevreyi iyileştirme eğilimi kazanmaları onların kazanacakları en önemli yetilerdendir.
Çocukların Sosyal Bilinç Becerilerinin Gelişiminde Anne Babalara Öneriler:
v Çocuklarımıza bütün beceri gelişimlerinde olduğu gibi sosyal bilinç gelişimini de örnek alarak, gözlem yaparak öğrenme çok önemlidir. Çocukların çok dikkatli gözlemciler olduğunu unutmayın.
v Çocuklarınızla, ailenizle birlikte farklı yardım organizasyonlarına bizzat katılın. Örneğin; deprem bölgesi ailelerine giyecek dağıtımı, hasta ziyareti… vs.
v Yaptığınız her işin, her eylemin çocuğunuz için bir öğretici deneyim olmasına özen gösterin. Örneğin; yolda yürüdüğümüz taşı kaldırmak, çöp tenekesi kullanmak, piknik alanının temiz bırakmak, bir yoksula sadaka vermek… vs.
v Çocuklarınızın okul programlarında katıldıkları kamu ve sosyal faaliyet amaçlı proje ve etkinliklerle ilgilenin. Bu etkinlikler, çocukların ve gençlerin doğayı koruma-güzelleştirme ve diğer insanlara yardımda bulunma amaçlı etkinlikler olabilir. Bu ve benzeri etkinlikler bazen okul bünyesinde olabildiği gibi bazen de çevre veya alan gezileri, kamu gezileri şeklinde olabilir. Örneğin; Huzur evi ziyaretleri, çocuk esirgeme kurumu çocuklarına oyuncak dağıtımı, ağaç dikim etkinlikleri… vs.
v Bu tür etkinliklerde çocuklarınızla görev almak konusunda yeterince zamana sahip olmayan, çalışan ya da özel sorumlulukları olan bir anne ya da baba olabilirsiniz.Fakat ne kadar yoğun çalışsanız da elbette sizin de katkıda bulunabileceğiniz bir faaliyet vardır. Belki okulumuzda yardım kartları hazırlamaya yardım edebilir,belki evinizde bir sepet çörek hazırlayabilirsiniz.Küçük ya da büyük herkesin bu organizasyonda yapabileceği işler vardır.Bütün bunlar dışında belki de kendi kişisel anlamda öncü olduğunuz organizasyonları çocuğunuzun öğretmeni ile paylaşabilir bu konuda çocuğunuzu ve arkadaşlarını bilgilendirebilirsiniz.
v Çocuklarınızla birlikte zor şartlarda kendisi ve aileleriyle yaşam mücadelesi veren çocukların öykülerinin yer aldığı dizi ya da sinema filmleri izleyin.Farklı öykü ve romanlar okuyun.Gerek okuma faaliyetleri gerekse de izleme faaliyetiniz esnasında çocuğunuzla filmin, ,öykünün karakteriyle sık sık empati kurmasını sağlayın.Örneğin;Sen bu durumda onun yerinde olsan ,başka neler yapabilirdin?…vs.
v Çocuklarınızla gözlemlediğiniz bir olay sonrası ya da uygun bir zamanı bulduğunuzda özürlü ve engelli bireylerin yaşamları hakkında sohbet edin.Bizler gibi onların da mutlaka özel bir yetenekleri olduğuna bu insanların yapamadıklarından çok yapabilecekleri şeylere dikkat etmeniz ve bu yönde odaklaşmanız gerektiğini anlatın.
v Çocuklarınızın ilgi ve yetenekleri doğrultusunda gözlemlerinizi ve önerilerinizi onlarla paylaşın. Örneğin; Çocuğunuz sesli kitap okumayı seviyorsa; ona zaman zaman huzur evi yaşlılarına kitap okuma faaliyetlerine katılmak isteyip istemediğini sorabilirsiniz.
v Çocuğunuz hayvanlarla çok ilgiliyse hayvanları koruma amacıyla kurulan derneklere, doğada olmaya , ziraata çok ilgiliyse doğayı koruma ve güzelleştirme derneklerine üye olmasına yardımcı olabilirsiniz.
v Çocuklarınızın yaratılmış olan tüm insanlara, doğaya ve hayvanlara saygıyla yaklaşmasını istiyorsanız, siz de yaratılmış olan bu varlıklardan söz edilirken saygıya dayalı bir dil kullanmayı tercih etmelisiniz. Zor durumda olan bir insan ya da hayvan hakkında da kullandığınız cümlelerin çocuklarınızın saygıyla yaklaşmasını destekler nitelikte olmalıdır.
v Çocuklarınızın toplumsal yaşamda ihtiyacı olan temel becerileri öğrenmelerine yardımcı olun. Örneğin; Kendini ifade edebilme, zorluklarla baş edebilme , mektup yazabilme ,yardım isteyebilme, zamanı etkin kullanabilme…vs. Daha açık ifadeyle çocuklarınızla farklı ortamda bulunduğunuzda onun çevreye ve topluma duyarlılık kazanması,etrafında olan olaylara dikkatinin çekilmesine yardımcı olun. Bunu çok farklı yollarla yapabilirsiniz. Bulunduğunuz mahallenin güzelleşmesi için çocuğunuz bir fikre sahipse, site yöneticisi ile konuşmaya, yaşadığınız semtin kirliliğinden rahatsız oluyorsa onu belediye başkanına bir mektup yazmaya teşvik edebilirsiniz.
REHBERLİK SERVİSİ